07.04.2021
1,618 - Anayurt Gazetesi
Geçen gün bir hastam kendisine Seda Sayan dişlerinden yapmamı istedi. Ona Seda Sayan olup olmadığını sordum. O da Seda Sayan olmadığını söyledi. “O halde bu işi bana bırak” dedim “Çünkü ben de işi Leonardo Da Vinci’ye bırakacağım.”
Leonardo’nun eserlerinin sırrı 1,618 oranındadır. Elimizde iki uzunlukta doğru parçası olsun. Küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın iki parçanın toplamının oranına eşitse orada altın oran mevcuttur. Altın oran sadece Leonardo’nun eserlerinde değil, dişlerin de hangi boyutlarda daha estetik ve mükemmel bir gülüş vereceğinde etkilidir. Diş hekimi gülüş tasarımı yaparken en çok hastanın analiziyle uğraşır. Estetik dediğiniz görünüşü mümkün mertebede sizin ağzınızın sunduğu kaba sığdırmaya çalışır. Gülüş tasarımında yüzün, yüz ve dişlerin, diş ve diş etinin, diş ve dudakların ve tek başına dişlerin analizi yapılır. Bu analizler sonucunda sizin de beklentinize göre proteze başlanır.
Peki estetik bir gülüşün özellikleri nelerdir? Üst ön dişlerinizin kesici kenarları alt dudağınızın eğrisi ile uyumlu bir dış bükeylik göstermelidir. Buna gülüş hattı denir. Bu kesici kenarların bulunduğu yer hayli önemlidir çünkü sizin dudağınızın dolgunluğunda ve dişlerinizin kapanışında büyük rol oynar. Dişlerinizdeki milimetrik değişimler sizin konuşmanızda bozulmalara sebep olabilir. Her hastanın kolaylıkla kavrayabileceği hususlardan biri de orta hattır. Orta hat, simetrik anlamda yüzün ortasından geçen hayali çizgidir ki bu da ideal şartlarda iki tavşan dişinizin ortasından geçen çizgi olmalıdır. Köpek dişlerinin dudak köşelerinde konumlanması ise sizin dişlerinizin yayvan mı yoksa dar mı olacağını büyük ölçüde belirler. Estetik gülüş tasarımı hekimin karşısına “Dudaklar silik mi, yüzde asimetri var mı, hastanın örtmek, kamufle etmek istediği bir kusuru var mı, diş etlerinin görünümü, çenenin konumu, yüzün yüksekliği, yaş, cinsiyet, karakter…” gibi pek çok parametre çıkarır.
Şu sıralar “gülüş tasarımı” bijuterilerde çıkan Hürrem yüzüğüne döndü. Gülüş tasarımını yapmayan, bu konuda iddialı olmayan yok. Gençler “Hollywood Smile” diye pervane oluyorlar. Sanki yaptırılması illaki zorunlu bir işmiş gibi dişlerinde en ufak bir pürüz bulunmayan pek çok insan güzelim dişlerini kestirmek için hevesleniyor. Unutmayın, mine yani insan vücudunun en sert yapısı kaybedildiğinde yenisi üretilmez. Tırnak gibi her kesildiğinde çıkmaz. Eksildiğinde yerine insana ait olmayan bir materyalle dişi restore ederiz. Dikkat edin, restorasyon demek; bir yapının bozulmuş, yıkılmış yerlerini, bölümlerini aslına uygun bir biçimde, aslını bozmadan onarmak demek. Restorasyon eskiyi yerine koymaz. Her ne kadar estetik gülüşün dişleri kesmeden yapılması mümkünse de operasyon operasyondur.
Zirkonyum kaplamanın renginden, sağlamlığından, biyo-uyumluluğundan herkes size bahseder. Bunun avantajlarını dezavantajlarını Google’a yazdığınızda da bulursunuz. Önemli olan sizin verdiğiniz kararlar ve bu kararların çevre tarafından ne ölçüde etkilendiğidir. O yüzden dişlerinizi kestirmeden önce bu furyaya kapılıp kapılmadığınızı lütfen tekrar düşünün. Estetik bozukluk psikolojinizi hakikaten alt etmediği müddetçe, sizi gerçekten rahatsız etmediği müddetçe kimsenin lafına bakmayın. Hele konu komşunun dediğini hiç dinlemeyin. Dişlerinizle barışık olun. Hijyene dikkat edip düzenli kontrollere gidin ve kendinizi o dişlerle sevecek birini bulun. Ne demiş Aşık Veysel;
Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki âşk olmasa
Yakup Mert KIZILKOCA
Kaynak: https://anayurtgazetesi.com/yazar/1-618/36733/